Ege’de bir tatil planlıyorsan Bozcaada ve Gökçeada ilk seçenekler arasında yer almalı. “Tatilimde dinlenmek istiyorum ama aynı zamanda biraz hareket ve eğlence de olabilir” diyorsan Bozcaada diğer seçenekler arasından sıyrılabilir. Adanın bir caz festivali bile var. Bozcaada butik otelleri ve efsane koyları adanın cazibesini daha da artırıyor. Gökçeada ise Rum köyleri ve ilginç doğasıyla meşhur bir organik tarım cenneti. Bozcaada ve Gökçeada için Çanakkale Limanı’ndan deniz otobüsleri kalkıyor. Tekirdağ üzerinden geleceğin Eceabat’tan feribotla ya da arabalı vapurla da adalara ulaşman mümkün. 

 Bozcaada Evlerinde Konakla


Bozcaada’nın eski adı Tenedos. Stratejik olarak tarih boyunca son derece önemli bir konumda yer alan ada her zaman istilalarla anılmış. Fatih döneminden bu yana Türklerin kontrolünde olan adada, Türk ve Rum nüfusun birlikte barış içinde yaşadığı yıllardan geriye, karakteristik yapılar ve sokaklar kalmış.  Bozcaada evlerinden birinde kalabilir, adanın geçmişine kısa bir yolculuğa çıkabilirsin. Bozcaada merkezde yer alan Cumhuriyet Mahallesi’nde Rum, Alaybey Mahallesi’nde Türk mimarisinin örneklerini inceleyebilirsin. 

 

Bozcaada Rüzgârını Hisset


Bozcaada rüzgârıyla da adından sıklıkla söz ettirir. En sıcak günlerde bile bu tatlı rüzgâr hissediliyor. Bu rüzgâr, adayı rahatça keşfetmek için de büyük bir fırsat. Bozcaada Müzesi, Kale, Meryem Ana Kilisesi ve Ayazma Manastırı, adada görülecek yerler listesinde mutlaka yer alıyor. Güneyde bir 18. yüzyıl yapısı olan Bozcaada Ayazma Manastırı kahve içmek için en iyi duraklardan biri olarak biliniyor. 
Bozcaada’da rüzgâr, özellikle yazları esen poyraz sadece keşfetmeyi kolaylaştırmıyor, aynı zamanda nemi düşürüyor, üzümlere hayat veriyor ve bağların kalitesini artırıyor. Rüzgârın Bozcaada’yı sörfçülerin buluşma noktası haline getirecek güçte olduğunu da eklemekte fayda var. 

 

Doğayla Dostluğunu Pekiştir


Bozcaada Türkiye’nin en doğayla dost noktalarından biri. Trafiğe kapalı merkezi, ada sakinlerinin geri dönüşüme dair hassasiyeti, atık toplama istasyonlarının varlığı ve rüzgâr enerjisine verilen önem, adanın değerini daha da artırıyor. Bozcaada merkezde kalmak bir sorun değil, aksine arabasızsan, adanın ruhunu keşfetmek ve güzel bir ada evinde kalmak istiyorsan bu bir avantaj. Çarşıya yakın yerde konaklamak, canlılığın bir parçası olmak, Arnavut kaldırımı olan dar sokaklarında gezmek ve güzel kafelerde keyifli zaman geçirmek de kendini iyi hissettirecek. Tabii bu sırada aklının Ayazma ve Habbele plajları; Sulubahçe, Beylik, Akvaryum koyları ve Bozcaada Yat Limanı’nda olacağından eminim.

Gökçeada Demişken


Bozcaada’da gün batımı rüzgârlı Polente Feneri’nde seyredilir. Bunun Gökçeada’daki karşılığı ise Yıldız Koyu ve Tepeköy'deki meşhur çınarın olduğu yerdir. Gökçeada’ya gelmişken Bademliköy ve Dereköy’e mutlaka uğramalısın. Zeytinliköy'de bulunan Baba Hristo’da sakızlı muhallebi yemelisin. Badem kurabiyesi için meydandaki pastanelerde mola vermeli, Tuz Gölü’nü ve çevresindeki çamur banyolarını görmelisin. İddialıysan ya da sadece hevesliysen sörf yapmayı Aydıncık Plajı’nda denemelisin.