En büyük Yunan adası olan Girit’te yabancılık çekmek olanaksız, çünkü hem mesafe olarak hem de kültürel olarak bize oldukça yakın bir ada. Girit adası deniz konusunda çok cömert ama aynı zamanda şirin köyleri ve doğasıyla sayısız güzellik vadediyor. Girit, Antik Yunan ve Bizans’ın yanı sıra Osmanlı geçmişi olan, kültürel değerleri çok güçlü bir ada ve bu yaz senin tarafından keşfedilmeyi bekliyor.

Girit’in Turistik Yüzü


Rethymnion (Resmo), Girit’in en popüler duraklarından biri ve oldukça turistik. Plajları, klasik Yunan adası tatili beklentisiyle yola çıkanları çok mutlu ediyor. Resmo’da kalabilir, denizin tadını doyasıya çıkarabilir, canın hareket istediğinde Hanya’nın yolunu tutabilirsin. Bu arada hem renkli ve hareketli olması hem de iddialı plajları sebebiyle Girit tatilinin tamamını Agios Nikolaos’ta geçirenlerin sayısı da az değil. Gelelim gün batımlarının ve akşamlarının güzelliğiyle bilinen sakin bir noktaya… Mochlos, diğer Girit yerleşim yerlerine oranla daha az bilinse de sakin bir tatil hayali kuranlar ve enerji depolamak isteyenler için tartışmasız en iyi yerlerden biri!

Girit'te Görülecek Yerler


Girit, bir adada tatil yaptığın hissine kapılmanı engelleyecek kadar büyük. Adayı kısa bir turla hemen keşfedeceğini zannedersen çok yanılırsın. Çok özel bir nokta olmasa bile Girit merkezini biraz anlamak ve belki konaklamak için inceleyeceğin ilk bölge Heraklion olabilir. Heraklion, sadece Antik Knossos kentine yakınlığı için bile görülmeye değer. Chania (Hanya) ise çok daha iddialı bir durak. Çevredeki güzel köyleri için bile Girit görülecek yerler listesine girebilir. Merkezindeki Venedik Limanı, denize bakan kafeler, dar sokaklar ve turkuaz plajlarıyla Hanya’nın neden bir cazibe merkezi olduğunu net bir şekilde göreceksin. Girit’e bağlı adalardan biri olan, Hanya’ya çok yakın efsane Elafonissi adası turu da tatil keyfini ikiye katlayacak.

Girit’te Yapılması Gerekenler


Girit, Türkiye’deki Likya Yolu gibi harika parkurlara sahip. Yaklaşık 300 kilometrelik bu yol, yürüyüş tutkunlarının karşısına muhteşem kanyonlar çıkartıyor. Kanyon demişken… Dikteon ve Melidoni mağaraları da Girit programına dâhil edilmeli ve mutlaka görülmeli. Adada sakin, sessiz teknelerse unutulmaz bir tur için seni bekliyor. Küçük bir tekne kiralamak ve kimsesiz koyları keşfetmek de bir diğer alternatif. Tekne turu keyfi bittiyse tarih turuna çıkma zamanı geldi demektir. Çünkü Türk Sebili, 961 tarihli bir Bizans yapısı olan Agios Titos Kilisesi ile Venedik kale ve kulesi de sırada bekleyenler arasında olacak.

Girit Yolcusu Kalmasın!


Schengen vizen varsa Girit adası için bavulunu toplamaya başlayabilirsin. Yunan Adaları’nın bazıları için kısa süreli vize uygulaması yapılıyor ama ne yazık ki Girit bu kapsamda yer almıyor. Atina ya da Selanik üzerinden de gidilebilen Girit adası iki havalimanına sahip, bu sebeple havayoluyla ulaşım oldukça kolay. Mikonos, Pire, Rodos ve Santorini üzerinden deniz yoluyla da ulaşılabilen adaya Rodos’tan feribotla gitmek en mantıklı yol olabilir.