Artık birbirimize "Üzerindeki kazağı nereden aldın, pamuklu mu?" ya da "Ayakkabıların çok yakışmış, rahat mı?" yerine "Akıllı bilekliğin ne kadar güzelmiş, düşme uyarısı da veriyor mu?" veya "Akıllı yüzüğünü kaç dakikada şarj ediyorsun?" gibi şeyler sormaya başladık. Eh, bu iş herhalde kırmızı halıda sorulan "üzerindeki elbisede kimin imzası var?" sorusunun cevabını da değiştirir. Belki de favori oyuncumuzdan onu giydirenin dünyaca ünlü bir tasarımcı değil de Apple ya da Samsung olduğunu duymaya çok yakınızdır.
Biliyorum, bu tip şeyleri hayal etmek sana da hiç garip gelmiyor. Çünkü artık giyilebilir teknoloji kolundaki saat ile arama yapmanı sağlamaktan fazlasını başarıyor. Fonksiyonellikle estetiği bir araya getiriyor, moda ve teknolojiyi birleştiriyor, pek çok sağlık aygıtıyla entegre çalışıyor.
Belki de her şey 1975 yılında üretilen hesap makineli kol saatleriyle başladı. Bugün ise artık hoparlörlü güneş gözlüklerinden, yürürken ürettiğin enerjiden telefonunu şarj eden ayakkabılardan, hareket hâlindeyken serinlemeni sağlayan tişört formunda klimalardan, kapı anahtarı gibi kullanabildiğin yüzüklerden bahsediyoruz.
Peki giyilebilir teknolojinin geleceğinde bizi neler bekliyor? 2020'nin en gözde giyilebilir teknoloji trendleri neler?